40. Dönem 3.Bölgelerarası Toplantısı Mardin’de Başladı

Türk Eczacıları Birliği 40. Dönem Merkez Heyeti 3.Bölgelerarası Toplantısı 6 Temmuz Perşembe günü yapılan açılış töreni ile Mardin’de başladı.

Toplantının açılışına Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti ve Denetleme Kurulu Üyeleri, Yüksek Haysiyet Divanı Üyeleri başta olmak üzere, Bölge Eczacı Odalarının başkanları ve yöneticileri, TEKB ve ecza kooperatiflerinin yöneticileri, Mardin Vali Yardımcısı, milletvekilleri, Mardin SGK İl Müdürü, akademisyenler ve çok sayıda eczacı katıldılar.

Açılışta Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından, Mardin’in Sesleri isimli tanıtım filmi gösterildi.

Toplantının açılışında Mardin Eczacı Odası Başkanı Ecz. Uğur Elik, Türk Eczacıları Birliği 40. Dönem 3. Bölgelerarası Toplantısına, Mardin - Şırnak Eczacı Odası olarak ev sahipliği yapmanın çok değerli ve anlamlı olduğunu, Türkiye'nin dört bir yanından gelen değerli meslektaşlarımızı ve konuklarımızı Mardin'de ağırlamaktan büyük heyecan ve onur duyduklarını belirtti.

Ayrıca Bölgelerarası Toplantının Mardin'de yapılıyor olmasının, 2015 yılından beri bölgede yaşanan zorlu süreçte, oda yönetimine ve bütün bölge eczacılarına büyük moral olduğunu ifade etti. Türkiye'deki 25000 eczacının birikimleriyle oluşturulan Yardımlaşma Sandığından hibe ve faizsiz kredi desteği ile bu süreçten olumsuz etkilenen meslektaşlarımıza sahip çıkıldığını belirten Elik, Merkez Heyeti nezdinde Yardımlaşma Sandığımızın sahibi 25000 eczacımıza ve tüm odalarımıza Mardin ve Şırnak eczacıları adına şükranlarını sundu.

TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak , açılış için yaptığı konuşmada, kültürlerin beşiği Mardin’de bölgelerarası toplantısı yapıyor olmaktan duyduğu memnuniyetini belirtti.

“40’ıncı Dönem Üçüncü Bölgelerarası Toplantımızı açıyorum. Bizleri kadim uygarlıkların beşiği Mezopotamya ovasında ağırlayan Mardin Eczacı Odası Başkanımıza ve oda yöneticilerimize teşekkürlerimi sunuyorum. Türk Eczacıları Birliği yöneticileri, çalışanları, 81 ilden 54 eczacı odasından gelen oda başkan ve yöneticilerimiz ve sevgili meslektaşlarımızla birlikte Anadolu'yu Mezopotamya'ya bağlayan, her metrekaresi tarih kokan bu kentte bulunmaktan büyük bir kıvanç duyuyoruz.

Halklar-kültürler-dinler mozaiği, taşların adeta birer ruh taşıdığı, 7 bin yıllık Mardin deyince ülkemize armağan ettiği değerleri anmadan geçmek olmaz: “Taşlar kadar tarihe kefil” dizeleriyle Mardin’i anlatan, çok sevilen ve okunan şair-yazar Murathan Mungan, Nobel ödüllü bilim insanımız Aziz Sancar, Osmanlı’nın son döneminde yetişmiş büyük hukukçulardan Ebul’ula Mardin, aynı aileden uluslararası çapta üne sahip Betül Mardin, Arif Mardin, büyük şair Ciğerhun, Coşkun Sabah gibi ilk başta akla gelen isimler.

Onlarca uygarlığa ve değişik din, mezhep ve etnisiteye ev sahipliği yapmış, birbirinden farklı kültürlerin sevgi ve hoşgörüyü bir potada harmanladığı, farklılıklarını koruyarak, binlerce yıl bir arada ve dayanışma içerisinde yaşamış bu kentten, çok kültürlü bir toplum adına ülkemizin ve dünyanın öğreneceği çok şey olduğunu düşünüyorum. Farklı kültürel varoluşların ve yapıların barışçıl sentezi bugün sadece bizim değil, tüm insanlığın en büyük sorunlarından birisi olmaya devam ediyor.

Çok kültürlülük bir zenginliktir. İnsanlığın geleceğe bırakacağı en önemli miras, kadim kültürleri ve değerleri yaşatabilmektedir. Tarih Sümer’de başlar, der büyük arkeologlar ve insan bilimciler. Zira yazıyı ve astronomiyi bulanlar, ilk kentleri kuranlar Sümerlerdir. İşte medeniyetin doğduğu Dicle ve Fırat’ın arasındaki bu topraklarda özellikle şunu vurgulamak isterim:

Biz sağlık çalışanları için, sağlıklı bir yaşam ve sağlıklı bir toplum en üst hedeftir. Hayatımızı sağlığı adamış bir mesleğin mensupları olarak bireylerin ve toplumun bedenen, ruhen ve sosyal olarak tam bir iyilik hali içinde yaşamaları için çaba sarf ediyoruz. Biz eczacılar, mesleğe adım atmadan bir yemin ederiz. Bu yemin bizim ölene kadar sadakatle bağlı olduğumuz, olmamız gereken bir yemindir. Bu yeminin gerekleri doğrultusunda her bireyle dini, ırkı, etnik kökeni, milliyeti, cinsiyeti, cinsel kimliği, siyasal inanışı, ideolojisi, felsefesi her ne olursa olsun fark etmeksizin, kim olduklarına bakmaksızın ilgilenir, sağlık hizmeti sunarız. Bu bağlamda insanlar arasında ayrım gözetmemek, herkese adil davranmak, eşit hizmet vermek bizim temel felsefemizdir. Tam da bu yüzden, böyle bir dünya, böyle bir ülke, böyle de bir toplum düşleyip, bunu talep ederiz. Savunmamız gereken hakikat çeşitliliğini kabul etmek, çeşitlilik içinde birlik fikrini yaşama geçirmektir.

Demokratik bir meslek örgütü olarak yıllardır bu kürsülerden siyasal ve toplumsal kutuplaşmanın yaratacağı tehlikelere dikkat çekiyor; uzlaşma, hoşgörü, birlikte yaşama kültürü, ulusak birlik ve beraberlik, toplumsal barış, demokrasi ve adalet gibi değerlerin hepimiz için ne derece yaşamsal olduğunun altını çiziyoruz. Bakınız 15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Darbeye ve darbecilere karşı başlangıçta yakalanan o birlik ruhu ne yazık ki sürdürülemedi. Gelinen noktada ülkemiz demokrasi, özgürlükler, adalet ve hukukun üstünlüğü noktasında oldukça problemli bir görüntü vermeye başlamıştır. Meşru hükümeti devirmeye çalışan darbecilere ve teröre karşı kararlılıkla mücadele etmek, bu yapıların üzerine gitmek elbette ki siyasal iktidar açısından hem en doğal hak hem de görevdir. Ancak bu mücadelenin titizlikle yürütülmesi, ince eleyip sık dokunulması, güvenlik tesis edilirken özgürlüklerin feda edilmemesi, adaletin yerini bulduğuna dair toplum vicdanının tatmin edilmesi gerekir. Siyaset ve yargının kurumsal ve sürekli olarak adaletsizlik ürettiği kanısı hâkim olmaya başlarsa o zaman toplumun temelleri sarsılmaya başlar. Mevcut mekanizmaların işlemediğini düşünenler farklı mücadele arayışları içerisine girer, buna uygun pratikler geliştirmeye başlarlar. Hukuk felsefesi alanının en yetkin isimlerinden HANS KELSEN adalete dair şunları söylüyor: “Toplumsal bir düzenin adil olduğunu söylemek gerçekte ne anlama gelir? O şu demektir: bu düzen, insan davranışlarını herkesi tatmin edecek şekilde düzenlemiştir. Yani herkes, o düzende mutlu¬luğu bulabilir. Adalet arzusu, insanın mutluluk için duyduğu ebedi arzudur. O, insanın yalnız başına bulama¬yacağı, bu nedenle bir toplum içinde aradığı bir mutluluktur. Yani adalet, toplumsal mutluluktur. O, toplumsal düzen tarafından garanti edilmiş bir mutluluktur. Adalet, koruması altında hakikat arayışının geli¬şebileceği bir toplumsal düzendir.” Bu bağlamda biz Türkiye olarak mutlu insanlar ülkesi olmak arzusundaysak öz-gürlüğü, barışı, demokrasiyi ve hoşgörüyü öncelemek zaruretindeyiz."

Mardin Eczacı Odası Başkanı Ecz.Uğur Elik ve Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak’ın açılış konuşmalarının ardından, Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği adına, İstanbul Ecza Koop. Denetleme Kurulu Başkanı Ecz.Sait Yücel; Bursa Ecza Kooperatifi Başkanı Ecz.Recep Görmez , EDAK Ecza Kooperatifi Başkanı Ecz.Sarp Yaklav kürsü alarak katılımcıları selamladılar, kooperatifin tarihçesinden, eczacı kooperatiflerinin günümüzdeki durumundan ve ileriye yönelik planlarından bahsettiler.

Toplantının birinci gününün ikinci oturumunda, TEB Genel Sekreteri Ecz. Arman Üney kürsü alarak, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti çalışma raporunu sundu; mesleki ve örgütsel dayanışma, eczacının ekonomik refahını sağlama, sürekli mesleki gelişim ve eczacılığa değer katma ve ilaca sahip çıkma/ sektörde güçlü aktör olma hedefleri doğrultusunda yürütülen faaliyetleri, görüşmeleri, toplantıları katılımcılara aktardı.

Üney, özellikle Stok Düzenleme Hakkı, SGK ile imzalanan EK Protokol ve Tıbbi Malzeme Temini Sözleşmesi, Sağlık Bakanımız ile gerçekleştirilen görüşmenin detayları, yeniden yazılan TEBEOS ve TEB RP yazılımların özellikleri, TİTCK ile yürütülen kurumsal istişare toplantıları ve Smart Eczane programında gelinen aşama başta olmak üzere son 6 ayda Birliğimiz tarafından takip edilen ve yürütülen çalışmaları detaylı ve kapsamlı bir sunum ile toplantıya katılan Oda Başkanlarımız ve yöneticilerimiz ve tüm meslektaşlarımız ile paylaştı.

Daha sonra kürsüye TEB Saymanı Ecz. İbrahim Özkol çıkarak mali rapor sunumunu gerçekleştirdi.

TEB Denetleme Kurulu Başkanı Ecz. Bülent Varel’in Denetleme Kurulu Raporunu sunmasının ardından, Denetleme Kurulu Üyesi, Ecz. Aylin Yalçınkaya, eczacı odalarında gerçekleştirilen denetim ve incelemeler hakkında bilgi vermek üzere Denetim Komisyonu Raporu Sunumunu gerçekleştirdi.

Birinci günün son kısmında, Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak’ın, stratejik plan çalışmaları hakkında kısa bilgi vermesinin ardından, yürütülen bu çalışmalar hakkında M. Tevfik Durmuşoğlu bir sunum yaptı.

Bölgelerarası Toplantısı İkinci Günüyle Devam Ediyor

Bölgelerarası Toplantının ikinci gününde Türk Eczacıları Birliği II.Başkanı Ecz.Sinan Usta, www.teb.org.tr aracılığıyla Haziran ayında gerçekleştirilen Mesleki Memnuniyet Anketinin sonuçlarının yer aldığı sunumu katılımcılara aktardı. Ardından, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti Üyesi Ecz.Kubilay Aydın, Kooperatif Aidiyet Yılı Kapsamında Yapılan çalışmaları sundu.

Daha sonra kürsü alan Güney Ecza Koop. Başkanı Ecz. Tarkan Bir ve Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği Başkanı Ecz.Mustafa Turunç, ecza kooperatiflerinin önemi ve kooperatif çalışmaları hakkında birer konuşma yaptılar.


Ardından, TEB Eski Başkanı ve AK Parti Önceki Dönem İstanbul Milletvekili Ecz. Mehmet Domaç da bir konuşma gerçekleştirdi. Domaç, bu tür toplantıların sorunları tespit etmek ve çözüm odaklı çalışmak adına yol gösterici olduğunu ifade ederek, bu anlamda toplantılara katılım sağlamanın önemli olduğunu vurguladı. Domaç, toplantının verimli bir toplantı olması temennisinde bulundu.


Bölgelerarası toplantı, bölge eczacı odalarının, yapılan çalışmalarla ilgili görüş ve önerilerini aktarmaları ile devam edecek ve 8 Temmuz akşamı sona erecek.